Hissettiklerini çok iyi anlıyorum.
Ama üzülmenin, umutsuzluğa kapılmanın faydası yok sevgili kaderdaşım.
Hayat devam ediyor. Edecek. Sağlıklı yaşayabileceğiz.
Farklı bir açıdan bakalım, bak gel dinle beni biraz uzun yazacağım.
10-15 sene önce hiv pozitif olsaydık ne yapacaktık, düşünebiliyor musun?
İlaç yok.
Çare yok.
Dra yalvarsan da bir şey yapamıyor.
Her geçen gün eriyorsun.
Elinden bir şey gelmiyor.
Yüzün çöküyor. Her yerinde yaralar ve tümörler çıkıyor. Sürekli hastasın. Nefes alırken ciğerlerin yanıyor. Hareket edecek enerjin yok. Zayıf ve hastalıklı göründüğün için işin kaybediyorsun, arkadaşların senden kaçıyor, her yerde dışlanıyorsun, belki ailen bile seni reddediyor.
Dra gidiyorsun, ayaklarına kapanacaksın resmen, kurtar beni diyorsun.
'Üzgünüm' diyor duvar gibi bir suratla. 'Biraz daha ilerlediği zaman uyuşturucu içerikli ağrı kesici ilaçlar reçete edebilirim...şey için...ee...öhöm. Hani...şeyin bir nebze rahat olsun YANİ işte daha az acı çekmen için.' Diyor sadece. Konuşurken yüzüne bakamıyor çünkü o da çaresiz, acı içinde bağırmanı, kıvranmanı bekliyor o da müdahele etmek için.
Ve hiç bir şey yapamıyorsun. Pişmanlık, korku, çaresizlik, yalnızlık, acı ve ölüm. Hiv pozitiflerin kaderi bu. Ölümü beklemek ve en az acı çektirerek öldüren bir fırsatçı enfeksiyon veya kanserle sonlanmayı ummak dışında elinden bir şey gelmiyor.
Çığlığını, isyanını, yitip giden hayatını, hayallerini, arzularını kimse duymuyor, bilmiyor, önemsemiyor. Tarihte istatistiklerde yerini alan bir numara, bir virgül oluyorsun.
Yani 10-15 sene önce.
Hiv böyle bir hastalıktı işte
Ölüm fermanıydı. Çaresizlikti. Zalimdi. Korkunçtu.
O kadar çok kişi o kadar büyük trajediler yaşadı, o kadar büyük acılar çekti ki! Gencecik insanlar hayatını kaybetti, aileler dağıldı, hayatlar karardı.
Toplumun bilinçaltına yerleşen hiv korkusu bu yüzden bu kadar güçlü hala bile.
AMA ŞİMDİ BÖYLE DEĞİL!
ALAKASI BİLE YOK!
Tıp çok ilerledi.
Çok şükür, son derece başarılı ilaçlarımız ve ilgili drlarımız var.
İlacımızı içtiğimiz sürece, sağlıklı kalmamız ve normal bir yaşam süresine sahip olmamız bekleniyor.
Günde bir iki ilaç içiyorsak ne olmuş? Doğuştan şeker hastası olanlar var, küçük çocuklar bile kendilerine insülin iğnesi yapmayı öğreniyorlar günde 2-3 kez kendilerine iğne yapıyorlar. Neden yapmasınlar? Yaşayacakları günler var daha.
Kalp hastaları da ilaçlarını aksatmadan içiyorlar. Zaten belirli bir yaşa gelip te şeker, tansiyon, kolesterol, kalp vs avuç avuç ilaç içmeyen var mı günümüzde?
İçilir ilaçlar.
Çünkü yaşamak çok güzel
Bak güneş doğuyor, sağlığın yerinde, fırına gidip sevdiklerinle mutlu bir pazar kahvaltısı yapabilmek için sıcacık ekmek alabilirsin.
İşe gidebilirsin, kimse anlamaz çünkü hasta görünmeyeceksin.
Kampa gidebilirsin, ilacını yanına alman çok kolay, insülinleri buzdolabında saklamak lazım sen kendi ilacını cebinde saklayabilirsin. Aylarca ormanda kalmayacaksan sorun yaşamazsın ki!
Sevebilirsin, evlenebilirsin, ve çocuk bile yapabilirsin. Tedavi bulaşı da büyük oranda engellediği için bunların da hepsini mümkün kılıyor.
Yani işin özü, o ilaç ve tedavi var ya, bizim hayatımızı kurtarıyor. Yaşamak her insanın en birinci ve doğal hakkı ya, senin, benim, herkesin, işte o ilaçlar bu hakkımızı bize geri veriyor. Evet belki ömrümüzün sonuna kadar ilaç içeceğiz (belki içmeyiz, daha etkili haftada/ayda bir alınacak ilaç veya tam kür çalışmaları son hızla devam ediyor!) ama ne olmuş?
Hiv'in vücudumuza, sağlığımıza zarar vermesini bu şekilde ilaçla engelleyeceğiz.
Ruhumuza, yaşama sevincimize zarar vermemesini ise ancak biz başarabiliriz.
Alışarak.
Yaşamaya devam ederek.
Her günü, sırayla, her insan gibi, yaşaya rak. Çalışarak para kazanarak, sevdiklerimizle mutlu kutlamalar yaparak, kampa giderek, vs.
Şunu unutma.
Sen tanı almadan önce neysen, kimsen, o sun.
Yeteneklerin, anıların, sevdiklerin, sevmediklerin, belki garip huyların, kendine has özelliklerin ile sen de özel ve değerli bir bireysin.
Doğaya mı düşkündün? Kamp mı seviyordun?
Hiv bunları senden alamaz.
Hiv durumunu bu özelliklerinin başına koymamalısın. Bu özelliklerinden sonra gelmeli.
Dediğim gibi hiv'in hayatını/ruhunu/yaşama sevincini etkilememesini ancak böyle sağlayabilirsin.
Gerisini o şimdilik sevemediğin ilaç halledecek zaten, sakın korkma.
Alışacaksın zaten.
Dünyada binlerce hiv pozitif tedaviyle sağlığını koruyor ve hayatına devam ediyor.
İnsanlar olarak çok güçlü yaratıklarız. Her şeye alışıyoruz. Ve yaşamın olduğu her yerde umutlarımızı yeşertebiliyoruz.
Bak beş on sene sonra, telefon alarmın çalacak, ve ilaç saatini o zaman hatırlayacaksın. Başka aklına bile gelmeyecek çünkü. Çünkü alışmış olacaksın.
Aslında biz çok şanslı olanlardanız.
Her gün ilacımı içerken şükür ediyorum, ve ilaçsız yıllarda çaresizlik, korku, pişmanlık ve acı içinde hayatını kaybetmiş, sayısız/isimsiz/unutulmuş insana, o kayıp ruhlara, sessiz bir dua gönderiyorum. Bizim yerimizde olmayı ne kadar çok isterlerdi!
Aslında biz gerçekten çok şanslı olanlardanız!
Biz hep buradayız, her türlü sorunu cevaplamaya, derdine ortak olmaya.
Umarım çabuk alışır ve hayatına kaldığın yerden devam etmeyi seçersin. Seçeceksin de. Binlerce kişi öyle yapıyor, sen neden yapamayasın? Sevgili kaderdaşım. Üzülme. Başını dik tut. Derin bir nefes al. Gülümse. Hayatın devam ediyor. Edecek. Allah ne ömür verdiyse yaşayacağız.
Her günü, sırayla, herkes gibi.