Arkadaşlar merhaba bunun hakında bir konu açmak istedim malumunuz hiv ve tüberküloz birlikte olması çok sıkıntılı bir durum konuyu açmamdaki amaç hem herkesin  bilgi sahibi olması ve ona gore de durumu kontrol altına almak
Daha önce hiv ve Tb olan ve tedavi olan arkadaşlar varmi?
Var ise prosess nasıl ilerlemekte ?
Aşı olunduğu halde tüberküloz olma riski varmi ?
Var ise ne gibi önlemler alabilir kişi?
Hiv ve tb birlikte olması durumunda mevcut tedavi seçenekleri riske girer yada değişir mi ?

Şimdiden teşekkürler

Her 5 yılda 1 kez aşı oluyoruz. Tanı alındığında bakılan ppd testi sonucu 5mm ve üzeri gelirse koruyucu tedavi alınıyor. Aids evresinden çıkınca tedaviye uyduktan sonra tekrar tekrar tüberküloz,zatürre gibi hastalıklara yakalanmiyiruz zaten virüs bastirildigi için fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkamıyor.  Rna negatif cd4ler de 500 ve uzeriyse  genetik faktörler dışında HIV açısından korkulacak bir şey yok.

Bana aşı istenmedi tüberküloz için 🤔 asz aşı mı oldunuz?

Tanı aldığında ppd testi yapılmadı mı?  Aşılar ve bazı testler atlanabiliyor.

Hiv, tüberküloz yani verem hastalığı riskini çok arttırıyor. Dünya'da hiv pozitiflerin ölüm sebepleri arasında başı çekiyor, özellikle Afrika gibi gelişmemiş ülkelerde. Ülkemizde de verem hastalığı çok yaygınlaşmaya başladı.

Verem sinsi bir mikrop, vücuda girdiyse uzun yıllar saklı kalabiliyor, bağışıklığın düştüğü anda hastalık yapabiliyor. Kahrından verem olmak doğru bir deyiş aslında, çünkü stres ve üzüntü de bağışıklığı düşürüyor. Vücudunda verem mikrobu olan bir kişinin ömrü boyunca verem hastası olma riski %10. Hiv pozitiflerde ise bu risk, her senede %10. Aşı olmuş olmak verem hastalığından korumuyor. Veremin vücuda çok yaygın formlarından koruyor, akciğer vereminden koruyuculuğu yetişkinlerde düşük. Verem aşısı yetişkinlere yapılmıyor sadece bebekken yapılıyor.

Verem hastası da olup tedavi alanlar var, tam verem hastalığı tedavisinde kullanılan çoklu verem ilaçları biraz ağır ve etkileşimi fazla ilaçlar, bu yüzden stribild ve genvoya ile kullanılamıyor. Başka hiv ilacına geçiliyor. Verem ilaçlarının hepsi verem savaş dispanserinden ücretsiz temin ediliyor. Bu tedaviyi hiç aksatmamak çok önemli yoksa verem direnç kazanıp çok ilaca dirençli (ÇİD) verem oluyor. Bu daha kötü bir şey tedavisi daha zor ve ağır, ve çok uzun sürüyor.

Verem hastalığı yoksa, yani akciğer filmi temiz, geçmeyen balgam öksürük, gece terlemesi, kilo kaybı, ağızdan kan gelmesi yoksa, kişide verem mikrobu var mı yok mu diye ppd testi öneriliyor. Bu test verem savaş dispanserlerinde haftada bir gün yapılıyor. Bu test 5 mm ve üstü çıkarsa hiv pozitiflere 6-9 ay boyunca koruyucu tedavi öneriliyor bu tek ilaç, veremin aktifleşmesini engelliyor, hiv ilaçlarıyla etkileşimi yok. Bu koruyucu ilaç da verem savaş dispanserinden alınıyor. Hem hiv tedavisi hem bu koruyucu ilaç almak, verem hastalığından koruyor. Özellikle Afrika gibi hiv ve veremin kol kola gezdiği ülkelerde bu şekilde tedavinin veremi ve ölümleri engellediği kanıtlanmış.

Quantiferon testi biraz daha hassas, ppd den daha güvenilir kabul ediliyor vücutta mikrop var mı yok mu diye karar vermek için. Benim ppd testim 13 mm gelmişti, hastanede çalıştığım için de doktorum koruyucu tedavi önerdi 6 ay kullandım, o sırada özel bir laboratuarda quantiferon testi yaptım negatif gelince drum daha gerek yok dedi.

Tedavi bitiminde ppd düşmüyor, quantiferon negatifleşmiyor zaten tekrar bunlara bakılması önerilmiyor.

Yeni bir bulaş olayı olduğu düşünülmedikçe bir daha koruyucu tedavi önerilmiyor. Ancak kapalı alanda uzun süre vakit geçirilen birinde aktif verem hastalığı çıkarsa (iş yeri veya evde gibi veya yurt, hapishane, askeriye gibi ortamlarda) o zaman risk çok yüksek olacağı için önlem amaçlı tekrar gerekebilir. Normalde tekrar gerekmez.